18 Ekim 2010 Pazartesi

BUNA HALA GÜLÜYORUM

         Aslında bunu Ecrin in komiklikleri adlı başlığa ekliyecektim ama vazgeçtim çünkü hiç birine bu kadar uzun süre gülmemiştim...

       Geçenlerde Ecrin Yaren in babası evde yoktu ve haliyle baba krizi tuttu. Baba diye ağlıyor hiiiç sakinleşmiyor. O ara zil çaldı karşı komşumuzun seside eşlik ediyordu sandım ki babası geldi karşı komşumuzla konuşuyor 'Baban geldi bak aç kapıyı dedim  .Ecrin kapıyı açtı .Karşı komşumuz 'Annecim' dedi .( Karşı komşumuz Ecrin e hep annem annecim diye hitap eder. )     Ecrin 'Git burdan ' diye kapıyı kapattı adamn yüzüne. meğer babası gelmemiş. Gittim komşudam özür diledim içeri girdim .
       'Kızım niye öyle yapıyorsun , çok ayıp oldu.'   deyince . Ecrin den 'O adam beni hep annesi sanıyor' cevabını aldım ve gülmekten yıkıldım :)))))

     

16 Ekim 2010 Cumartesi

GEÇMİŞ OLSUN KARTI

           Dün akşam Ecrin yine birlikte bişeyler yapalım diye tutturdu. Tabi ben hiç müsait değilim çünkü misafirim gelecek ve hazırlık yapıyorum. Neyse dedim kızımdan dahA önemli değil. Bu aralar evimizde epeyce kutu birikmişti. ( Ecrin e aldığımız başarısuz ayakkabı alma girişimleri sonucunda birikti.) Bi şekilde Ecrinle değerlendiririz diye atmaya kıyamamıştım. Kutuları işlevsel hale getirmeye karar verdim.

         Evde bulunan bir cilt ile bir güzel kapladık kutuları.

Üzerine de Ecrin in fotograflarını yapıştırdık Tüm bunları yaparken Ecrin de bant kesme yapıştırma işlerinde bana yardımcı oluyordu.



         İki kutuyuda benzer şekilde yaptık . İçine tokaları koyarız diye düşğndüm ama Ecrin kitaplarını koymak istedi. Dediğini de yaptı Kitapları kutulara sığacak şekilde katlanmış ve kutuya sıkıştırılmış olarak buldum:(  

       Tüm bunları yaparken Ecrin bant keserken benim elimide kesti . Kanı görünce panikledi tabi. 'Annecim yanlışlıkla oldu özür dilerim. Babam gelince bant yapıştırsın .Ama önce ben kapının arkasına saklanmalıyım.'

VE BU SABAH...

Sabah Ecrin çok erken kalktı. Bense hala yatıyorum. Ecrin beni kaldırmadı ortalıkta ona zarar verecek birşey olmadığını bilmenin güveniyle yatıyorum. Tıkır tıkır farevi:) sesleri geliyor kulağıma.

10 dakika sonra Annecim kalkmalısın kazayla masama su döktüm. Kalktım odasına gittik. Bizimki kalkınca mutfağa gitmiş sandalye yardımıyla bir bardağa su koymuş ve sulu boya çalışması yapıyor. 'Annecim bak bunu sana yaptım. 'GEÇMİŞ OLSUN KARTI dün parmağını kestim ya.'  Canım benim hem güldüm hem duygulandım. GEÇMİŞ OLSUN KARTI belkide hayatım boyunca bu üç kelimeyi bir arada kullanmadım.


işte benim geçmiş olsun kartım.

 öptüm öptüm öptüm....  Bak dedi bu sensin. Ama dedim benim burnum bu kadar büyük değil ki. Burnuma baktı:) Tamam o zaman bu babam olsun:)



 

11 Ekim 2010 Pazartesi

Bugün neler yaptık

     Bugün Ecrin farklı etkinlikler yapmak istedim. Neler yapsak acaba diye düşünürken baktım çoraplarıyla oynuyor. Onu oyun materyallerinden(:)) ayırmadan bişeyler yapayım derken çoraplardan saç örgüsü yaptırmaya karar verdim. Bu şekilde sıralama , el göz koordinasyonu gibi bi çok şeyi içinde barındıran bir oyun oynayacaktık. Çorapların ucunu bağladım ve göstermeye başladım.

      Tüm bunları yaparken Ecrin Yaren inanılmaz sıkıldı. Çok eğleneceğini düşündüğüm bir etkinlikti ama yanılmışım. Ben oyunu uzatıp kravatlardan, kurdelalardan felanda yaptırmayı düşünürken sıkılıdığını farkettim ve hemen bıraktık.

      Sonra Ecrin muz yemek istedi. Bu seferde aklıma başka bir etkinlik geldi:) Meyvelerden hayvanlar yaptık. Ama Ecrin e muzunu yemesi için zaman verdim. Çünkü geçen gün patates püresinden ve havuçtan civciv yapmıştık ama Ecrin çok gerçekçi durduğu için yiyememişti. Aynı şeyi yaşamamak için muzunu etkinlikten önce yedirdim.


                                  

Bir muza kürdan yardımı ile vişne takarak göz taktuk. Veee bir yunusumuz oldu. Ecrin çook eğlendi yunusu biraz yüzdürdü , konuşturdu. Sonra elimizdeki meyve ve sebzelerle neler yapabileceğimize baktık.






Bir elmaya vişneden gözler, havuçtan burun, mandalinadan ağız muz kabuğunda saç ve havuçtan şapka yaptık. Bütün bunları yaparken Ecrin den fikirlerini aldım. Göz için ne kullanabiliriz? gibi. Hatta şapka fikri ecrin indi.






Ve  bir fare. Laf aramızda hiç sevmem fareleri. Ve bidaha kivi yiyebilir miyim bilmiyorum:) Aslında bugün evde yoktu ama gözler için bezelye kullanabilirdik.
 Ve şimdi aklıma geldi maydanoz saplarından bıyık yapabilirdik.


              Baktım Ecri çok eğleniyor . devam ettik. Fareyi bozduk veee bir kirpi yaptık.






        Ve bir kuş...  Ecrin bu etkinliklerle çok eğlendi. Aynı zamanda hayal gücünü çalıştırdı .Ve çok eminim ki artık meyve ve sebzelere boş gözlerle bakmayacak. Ne neye benziyor, ne den ne olur diye düşünecek. Tıpkı patlamış mısırlara yaptığımız gibi. Ecrin Yaren ile patlamış mısırları yemeden önce hep neye benzediğini düşnürüz ve çok eğleniriz.

6 Ekim 2010 Çarşamba

ECRİN YAREN İLE DIŞARI ÇIKAMAMAK İÇİN ON BİN SEBEP

      Geçen akşam 'evde sebze yemeği olduğu için' yemeği dışarda yemeye karar verdik. Daha doğrusu benim kararım değildi, banan diretildi. Ecrin in de sıkılmış olacağını düşündüğümden hadi dedim, Ecrin in çıkaracağı aksiliklerden habersiz.
        Hadi kızım yemeğe gidiyoruzla başladı herşey. Ama ben tv seyretmek istiyorum dedi. Çoooook uzun uğraşlar sonucu tv izlememeye ikna ettik. Üzeri çok inceydi. Kalın bişeyler giydirmek istedim. Hayııııırr ben bunla çıkmak istiyoruum diye ağlamalar. Tamam dedik orta yolu bulmaya çalıştık. Babası insan ötesi sabır gösteriyordu o gün onuda hallettik. Hadi şu çoraplarını giy. Hayıııır ben kırmızı çorap istiyorum 'kırmızı çorabı yok Ecrin in'.   Zar zor ikna ettik. Başka bir çorap giydi. Tam kapıdan çıkacağız Ecrin ben birazcık tv seyretmek istiyoruuuum diye ağlamaya başladı. Saabırla ikna ettik . Yine tam çıkacakken odasına fırlayarak ben bunlarıda götüceğim diye topladığı oyuncakların bir kısmını bıraktırma çabaları......Ayakkabılarını giydirirken bunlar beni sıkıyor 'sandletlerini gösterek 'buz gibi havada ben bunları giyeceğim diye tutturması. ... Ve şuan o günle ilgili beynime yeni bir format çektiğim için hatırlayamadığım bisürü bahane..

         Ve sonunda gittik kaçmış iştahlarımızla. Buna da engel olamadın küçük cadım. Ben bunları yazarken çorabını getirdin bana. Anne bunu dik yırtılmış diye. Yırtılmamış tabi kürdanla dikmeye çalıştığın için delik deşik olmuş:))