16 Eylül 2011 Cuma

İFADE OYUNU


Bugün Ecrin Yaren ile bugün düşünüp keşfettiğim farklı bir oyun oynadık. Kartona çeşitli yüz ifadeleri çizdik . Sanırım ifadelerde Ecrin in parmağı olduğu anlaşılıyordur:)  Sonra birimiz kartların ön yüzünü diğerine göstermeden bir kart seçtirdik. Kartı seçen kişi karttaki ifadeyi karşısındakinde oluşturabilmek için uğraştı. Örneğin gülen yüzü seçtiyse karşıdakini güldürdü, ya da şaşkın ifadeyle şaşırttı. Acaip eğlendik. Ecrin yaren in kart seçip karttaki ifadeyi yüzümde oluşturma çabası görülmeye değerdi. Oyunu anlar mı felan diye düşünürken bi baktım benden daha başarılı:)  Oyun nasıl mı bitti? Seçme sırası bendeydi. Görmeden kızgın ı seçtim . Ecrin i kızdırmak için 'Ben daha oynamıyorum, sıkıldım' dedim. Tabi Ecrin bunun bir oyun olduğunu unuttu küstü ve gitti:))  
İlerleyen dakikalarda 'kızım  bi kez daha oynayalım mı 'dedim.  
-Tamam ama söz ver kızgın ya da üzgün ü seçmeyeceksin .
Başladık tekrar oynamaya....


14 Eylül 2011 Çarşamba

ECRİN YAREN GEMEREK TE





       Ne zamandır mutfaktaki çay kokusundan nedendir bilmem çocukluğum yaz tatillerine gidiyordum. Sivas ın ilçesi Gemerek te ki telaşlı sabahlara , kahvaltılara...   Çocukken Gemerek e gittiğimiz zamanlar hep o kokuyla uyanırdım. Çay kokusu sandığım koku büyüyünce anladım ki çay kokusu değil, ama demliğin kokusu mu yoksa ocağın kokusu mu hala muallaktayım... Beni bir çalar saat edasıyla uyandıran bu kokuya birde rahmetli anneannemin yaptığı tandır ekmekleri eklenirdi... sabahın erken saatlerinde kalkıp yapılan ekmekler peynirliler eve taşınmak üzere bizi tandırda beklerlerdi. Bizde daha pijamalarımızı çıkarmadan ellerimiz yana yana ekmekleri eve taşıyıp bi güzel sererdik. Sonra domatesinden peynirine ev mamülü kalabalık bir aile kahvaltısı taçlandırırdı günümüzü..  Kümeste bahçede yumurta aramalarımız, bahçeden çilek yaprakları arasında olgunlaşmış çilek bulma çabalarımız, ağaçları sulamalarımız.... Ne güzel günlerdi... Bunları düşündükçe kendi çapımız dahilinde Kızıma sağladığımızı  sandımız imkanlar gözümde küçüldükçe küçülüyor. Dışarıdan bi çok insanın şanslı diye düşüneceği kızıma 'zavallı' diyorum. sanal bir dünya da yaşıyor. Bahçesiz çiçeksiz meyvesiz börsüz böceksiz.. Geçen gün annemler Gerek e gidince bizde Ecrin için iyi olur düşüncesiyle arkalarından gittik. Çokta iyi oldu. Doyasıya oynadı elektiriğnğ boşalttı. Zaman çok kısaydı ama hiçten uzundu. 
      Her evin bir kokusu olur ya anneannem ve dedeminde evlerinin bir kokusu olurdu. Özlediğim o kokuyu solurum diye gittiğim evde o kokuyu soluyamadım. Sanırım anneannem ve dedem evden dünya dan çıkarken o çok sevdiğim kokuyuda beraberlerinde götürmüşler... Üzüldüm...
       Fotoğraf makinesini götürmeyi unuttuğum için kendime çoook kızıyrum .Neyseki telefonum vardı.