9 Aralık 2012 Pazar


 

                                   OYUNCAK HİKAYESİ

 
Bir varmış , bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde bir ülke varmış. O ülkede yaşayan Ecrin Yaren adlı bir prenses varmış. Bir gün bu prenses sarayın bahçesinde gezerken, ağlayan bir çocuk görmüş.

 

-         Neden ağlıyorsun , diye sormuş.

-         Beni saraya almadılar, senin yanına gelmek istedim.

-         Tamam benimle gelebilirsin , demiş prenses.

 

       Birlikte saraya gitmişler. Prensesin oyuncaklarıyla oynamaya başlamışlar.

      O sırada küçük kız:

 

-         Keşke benim de oyuncaklarım olsa , demiş.

-         Senin hiç oyuncağın yok mu,diye sormuş prenses.

-         Evet, yok, demiş küçük kız. Annemle babamın parası az olduğundan bana hiç oyuncak alamıyorlar.

 

Prenses buna çok üzülmüş. Her çocuğun oyuncağı oluyor sanıyormuş. Oysaki kendinin bir sürü oyuncağı varmış. Buna ramen annesi kraliçe Semra ve babası kral Mustafa ‘ ya sürekli oyuncak aldırıyormuş. Aldığı oyuncaklarla da sadece alındığı gün oynuyor ertesi gün başka bir oyuncak istiyormuş.

 

Sonra aklına ülkedeki diğer oyuncaksız çocuklar gelmiş. Bu duruma çok üzülmüş ve çok utanmış. Küçük kızla bir karar vermişler.

 

Ülkedeki bütün çocukların oyuncağı olması için çalışmalara başlamışlar. Buna ilk olarak Ecrin Yaren ‘in oyuncaklarından başlamışlar. Ecrin Yaren oyuncaklarının büyük bir kısmını oyuncaksız çocuklara dağıtmış. Geri kalanına ise kral ve kraliçe oyuncak almış. Böylece ülkede oyuncaksız çocuk kalmamış.

 

Prenses Ecrin Yaren de bundan sonra her gördüğü oyuncağı almamaya karar vermiş. Böylesi çok daha iyi olmuş. Herkes mutlu mesut yaşamış.

 

      

                                                                               Ecrin Yaren KOÇER


     Ecrin Yaren'in bu haftaki ödevi 'Aile Hikayesi'.   Ben sadece cümleleri düzenledim, Bir de sonuç bölümüne biraz müdahale ettim..  Ben çok beğendim.   Özellikle başlığı:)   Oyuncakla ilgili i,r başlık bulmalıyız dedim cevap gecikmedi 'OYUNCAK HİKAYESİ'

8 Aralık 2012 Cumartesi

5. DOĞUM GÜNÜ





 
 
 
5 KOCA YILI ARDIMIZDA BIRAKTIK.
Nasıl geçti, hangi ara yaşandı bilmiyorum. ^bugün biraz küçüklüğünden bahsettim. Bana 'anne bazen küçüklüğümü kıskanıyorum' dedin. Ne anlamalıyım bu cümleden gizlenmiş derin anlamları mı bulmalıyım yoksa çocukça bir söz deyip gülüp geçmeli miyim? bilmiyorum.
Bazen sen benim misin diye düşünüyorum. senin yaşlarımı dün gibi hatırlarken senin bana ait olman ...
 
Bu yıl çok büyüdüğünü fark ettim . Bir anda büyüdün sanki sihir gibi ... Daha olgunsun , daha güzel çiziyorsun, daha güzel konuşuyorsun, mantıklı düşünüyor mantıklı cevaplar veriyorsun. Ama hala yemek problemin var. Bugün büyük ısrarlar üzerine hiç yemediğin hatta tadını bile bilmediğin tavuktan bi parça verdim ağzına. tabi direk olarak değil çorbanın içinde bit kadar. 'anne bu mu dedin tavuk dilinle süzdüğün küçük taneyi. sonrada çorbanı ağzında bekletmeden yuttun tavukla karşılaşma korkusuyla:((   Bunu yanında patates dışında yediğin hiç bir sebze  de yok:( yiyeceklere karşı bi korkun var .  Bu noktada kocaman bir oooooffffffffffffff demek istiyorum....
 
Bu aralar çok güzel resimler çiziyorsun. rakamları biliyosun yatağını düzeltiyorsun , kendin kalkıp kahvaltını hazırlayıp yiyorsun , pijamalarını değiştiriyorsun,.....Öğrendiğin yeni kelimeleri başarıyla doğru yerlere yerleştiriyorsun. kelime dağarcığın inanılmaz geniş. ama toplum içinde zannımca dikkat çekmek adına çok kötü konuşuyorsun:))
 
4 yaşınla birlikte geride bıraktıkların bunlar.
 
Yeni yaşının sana mutluluklar getirmesini diliyorum kuzum. Seninle yaşlanmayı sevdiklerimizle birlikte büyümene yaşayacağın güzelliklere şahit olmayı diliyorum. Her anlamda hayırlı işler yapmanı , her yönünle iyi bir insan olmanı yürekten istiyorum . 
 Evimiz sıcak gülümsemenle şen kahkahalarınla şenlensin. Ve ben senin parlak fikirlerini dinlemekten yoruluyum:)  Uykun gelince sayamadığım anne demelerinle yor beni. Esprilerne güleyim. Başarılarınla mutlu olup başaramadığın anlarda elinden tutayım. Aslında nice dileklerim var şu an farkında olmadığım. Bu günleri aramak ümidiyle
 
 Seni çok ama çoooook seviyorum kıymetli inci tanem...
 

2 Haziran 2012 Cumartesi

ANNE OLMAK

   Başın çok ağrır ve yatmak istersin Ama yatamazsın ; Çocuğunun yemek yememiş ve aç olması...  Baş ağrısından daha da huzursuz eder seni....
   
    Çok yorgunsundur ama dinlenemezsin çocuğunun kötü vakit geçirmesi düşüncesi daha da yorar seni...

     Doya doya sevdiğin bişeyi yiyemezsin .. Keşke çocuğumda yese ünlemleri belirir beyninde...

     Çok sevdiği bişey geçerken yanından o yoksa için acır keşke görseydi diye....

     Onsuz harika doğa olaylarının keyfini çıkaramazsın yavrum olsaydı keşke diye....
  
    Bir ineğe, bir trene, bir koyuna , kuzuya, bir solucana, bir uçağa, bir tavuğa  bakarsın uzuuun uzun onsuzsan yavrum burda olsaydı da görseydi diye.....

     İstemsiz verdiğin tepki yüzünden uyurken ona bakar uyuyamazsın kırıldı mı acaba diye....

     Kimi zaman çocuklaşırsın komikleşirsin... Hastayken virüslerle kavga edersin ' Çıkın gidin kızımın vücudundan'  diye....

    O uyurken ya da yokken oyuncaklarını öksüz mutsuz sanırsın.....

    Sıkıntılıu dönemlerinde sabaha kadar uyumamana ramen  hiç uykun gelmez...

     Etraftaki bütün tehlikeleri farkedip   olaganüstü güvenlik önlemleri alırsın
 kılına zarar gelmesin diye...

      Kendine çok iyi bakar hasta olamaktan hiç olmadığı kadar korkarsın yavrumla belki ilgilenemem diye...

     Tezatlıklar oluşur hayatında ..Küçücük bir damla göz yaşı yakar yüreğini....Ya da sıcacık bir gülümseme serinletir yüreğini....

   
    Bazen yaşam bağındır seni hayata sımsıkı bağlayıp kopmanı engelleyen.....

    Bazen de bir bütün olabilme nedenin....

    Yatma saatin, kalkma saatin, yemek yeme saatindir.. Hatta bazen yemek menündür...

     Bütün bunlara ramen hayatından çok memnun olmaktır, aksini düşünememektir ANNE OLMAK...


    Kıymetini, değerini bilen için,  Çocukla taçlanıp , şereflendirilmektir ANNE OLMAK... 


  
  .



   

23 Mayıs 2012 Çarşamba

YIL SONU GÖSTERİSİ 2

            Bugün Ecrin Yaren in bir yıl boyunca beklediğimiz yıl sonu gösterisi var. Herkes heyecanla bekliyor. En çok ta Ecrin tabi...  öncesinde ufak tefek aksilikler oldu tabi . İstediğimiz kadar bilet alamadık mesela. Yanımızda olsun dediğimiz kişileden eksiklerimiz oldu haliyle.
     Ecrin yaren okula gitmedi o gün öğlen uyuyup aşkama enerji sağlamalıydı. Eve geldiğimde uyuyordu . Sonunda uyandı ama çok enerjisiz..'Anneeee karnımmm ağrıyor'  diyor sürekli.  Gazdır ya da kakası gelmiştir diye düşündüm. .Kuaföre gitmek için hazırlanırken kusmaya başladı. Hala gaz vardı heralde çıkarırken kustu diye polyanna oluyorum. zar zor kuföre gittik toparlar umuduyla. ordada koltuğa oturması ile kusması bir oldu, tabi ağlamalar.. babasını aradık ve hastaneye gittik bu arada gösteriye 1.5 saat kaldı. hastanede tetkikler tehliller.....ecrin de kusmalar ağlamalar... bende panikler oflar, puflar......  serum taktılar ve 4 saat sürer dediler. öğretmenini aradım gelemiyebiliriz diye.. tabi haliyle oda panik oldu üzüldü .. Hayatım boyunca hiç bu kadar gerildiğimi çaresiz kaldığımı hatırlamıyorum. Ecrin bugün o gösteriye çıkmalı çünkü çok istiyor aksinde hepimiz çok üzülürüz. Ama bi tarafta da ayakta duracak durumda değil... anne gitmek istiyorum ama ayakta duramam diyor üzülüyorum... bi taraftan da öğretmeni rutin olarak arayıp gidebilme durumumuzu soruyor iyice geriliyorum... Ecrin anne gitmek istiyorum götürün beni dedi doktordan izin alıp çocuğu çıkardık hastaneden gösteriye 15 dk kala... bi koşu kuaföre gittik... Ecrin bi taraftan kusuyor o durumdayken de saçları yapılıyor.. rengi sapsarı gözleri çökmüş ...   gösteriye yetiştik Ecrin öğretmeninin yanına gitti. Arkadaşlarını görünce ilk defa gülümsedi ve içim açıldı.. Sıra Ecrin yarenlere geldi. Pür dikkat sahnedye bakıyorum. sahnede göründü yavrucuğum azıcak sallandı sanki düşer mi acaba diye kalbim pır pır.. Daha fazla dayanamadım ve tüm günün stresi gözlerimden dökülmeye başladı bi taraftan da dua ediyorum tabi. Ecrin inanılmaz bir şekilde hastalığını bi tarafa koyup olağanüstü bir çabayla aslanlar gibi yaptı dansını. Ellerinde ki bantlara bakmazsak hasta olduğuna inanamazdı hiç kimse. yanına gittim kucakladım ...kusmaya devam ediyor tabi.. o sırada kep törenleri başladı Ecrin i çıkarmadık ama arkadaşlarını görünce çıkmak istedi koşarak sahneye yetiştirdik öğretmeni ve ablaları seferberliği ile.. Tüm enerjisini orada harcadı sonrasında kucağıma yıkıldı adeta . eve geldik sonra tekrar hastaneye.....
       Bugün anladım ki, kuzucuğum sen çok güçlüsün..
       Beni çok şaşıttın gözümdeki yapabilirliğin devleşti.  Yıllar sonra bu yazdıklarımı okuyup anne o halimle beni neden götürdün oraya dersin belki kendi ısrarlarını unutup. Bilmem hatırlar mısın ama o güne aylarca hazırlandın haftalarca bekledin gösteride giyeceğin elbise ve ayakkabılarını günlerce çıkarıp çıkarıp giydin. çok bekledin bebeğim çook .. Gitmeseydin sorabileceğin bu sorunun cevabını çok iyi hatırlardın. çok üzülürdün... elbise ve ayakkabılarını her gördüğünde hatırlar bi kere daha üzülürdün.  Attığım her adımda hesabın var . Yaptığım her şeyde bir payın var. Seni çook seviyorum...Nice mezuniyetlerini beraber mutlu SAĞLIKLI geçirmek dileğiyle...







18 Mayıs 2012 Cuma

ANNELER GÜNÜ

       Kuzucuğumun anneler günü hediyesi...   Önce elimi öptü 'anneciğim anneler günün kutlu olsun sen daha iyisin ama' 
      :)   
      Hayatımda bugüne kadar 'senden' daha büyük daha güzel bir hediye almadım kuzum. Sen benim en büyük hediyemsin. Ben senin annen olunca aldım zaten hediyemi gerisi teferruat......

10 Mayıs 2012 Perşembe

Ebru'lu Günler

   Ebru... Renklerin su üzerindeki dansı.. İnsanın kötü elektriğini alıp, başka dünyalara götürür ve hiç yormaz hatta dinlendirir heralde. Heralde diyorum çünkü hiç yapmadım:(     4.5 yaşındaki minik kuşum bile benden önce denedi.  Minik kuşum bu hafta boyunca babasının okuluda yaptı Ebru çalışmalarını...


     Çook eğlenmiş çoook..   Şaheserlerinin bitmiş kağıda geçmiş hali bi sonraki postta ...

15 Nisan 2012 Pazar

PİKNİK ÖZLEMİ



                   Kuzucuğumun şaheseri...  En sağdaki benim yanımdaki kırmızılı Ecrin Yaren onun solundaki Ahsen Ela ve onun solundaki de NURŞEN... Benden çıkıp Ecrinin başında son bulan çizgi benim elim ecrin in başını okşuyorum:))   EEEE toplanmış nereye mi gidiyıruz?  
                         PİKNİK YAPMAYA:))

13 Şubat 2012 Pazartesi

ECRİN YARENCE

         Erin yaren ile yolda yürürken geçen arabalardan biri üzerimize su sıçrattı. Ecrin yaren anne ben bu belediyeye kötü belediye derim neden kar sularını temizlemiyor?
      - senin bilmediğin şey var mı?
      -  İki şeyi bilmiyorum anne birincisi hangi renkleri karıştırarak hangi renkleri oluşturabileceğim, ikinciside benzinin nasıl oluştuğu.
      -  :)))))