29 Ağustos 2010 Pazar

PALYAÇO YAPTIK..

Geçen gün ev çizip çevresini belirlediğimiz ecrin in deyimiyle süslemeler yaptığımız çalışma üzerine Ecrin Yaren gına getirircesine ev çizmemizi istedi. babası ve benim çizdiğimiz ev resimlerinin sayısını hatırlamıyorum. Dedim madem kağıt ve boya kalemlerinle ilişkini kuvvetlendirdin farklı bişey yapalım.

Elimde hazır taslak halinde bulunan palyaçoyu Ecrin'e gösterdim. Hemen hadi süsleme yapalım dedi :(
 Hayır, dedim. Bügün başka bişey yapacağız.





Başladı boyamaya. Ama büyük bir kısmını ben boyadım:(  Boya seçimim yanlıştı çünkü. Kuru boyalar ellerini çok yoruyor, keçeli kalem kullansaydık hem daha koyu bir renk elde ederdik hem de minik eller yorulmazdı


.Ve kesmeye başladık. Kesme işleminde de yardıma ihtiyacı vardı.












Kesme işlemini bitirdik. Kollar ve bacaklarını kıvırdık. Doğrusu çok başarılı bir çalışma olmadı:(  Kollar ve bacakların daha estetik durması gerekiyordu. Bizim palyaço biraz mutasyona uğramış gibi. Sarhoş bi hali var sanki:)
Son olarakta panomuza astık. Karşımda bir palyaço değil kabiliyetsizliğimin resmini görüyordum adeta:(  Zavallı miniğim bu konuda bana benzemezsin umarım;)

28 Ağustos 2010 Cumartesi

SINIRLARI BELİRLEDİK

Öğle saatlerinde baktım Ecrin Yaren ortalıklarda yok. Ortada kuşkulu bir sessizlik.. Kesin bi yaramazlık peşinde derken bi baktım odasında masumluğa bürünmüş boya kalemleriyle uğraşıyor. Ecrin'e şaştım kendime kızdım:) Hadi madem dedim birlikte birşeyler yapalım.


Bir ev resmi çizdim. Ecrin de çizgilere büyük bir keyif ile saç lastiklerini dizdi. Biraz sabır gerektiriyordu bu iş. lastikler fırlayıp gidiveriyordu minik ellerinden. Büyük bir itinayla dizdi renkli lastiklerini. Arada bir of anne bana yardım et demeyide ihmal etniyordu tabi



Ecrin kendinden beklenilmeyen bir sabır ile işlemi tamamladı. 'Hadi yine yapalım 'dedi.

Tamam, dedim . Ama bu sefer farklı nesneler kullanalım. Ne dersin? dedim. Ve çok önce alıp ama hiç amacına yönelik oynamadığı, oyuncağını gösterdi, 'Bununla yapalım' tamam, dedim

Bu sefer daha kolaydı işi. Hem sınırları kavramıştı hem de bu oyuncakları kontrol etmek daha kolaydı.





'Ben sıkıldım boyayalım artık 'dedi. Doğrusu çok daha önce beklediğim bi tepkiydi bu.

Ecrin yaren şu aralar büyük alanlar boyamaktan hiç hoşlanmıyor, çabucak sıkılıyor oyüzden sadece pencereleri boyadı bebeğim. Anne keselim mi bu evi, dedi. Şaşırdım ve mutlu oldum. Beni yönlendiriyordu. Hangi ara büyün bebeğim ,dedim içimden. Ve tırtıklı makası ile birazcık yardımım sayesinde kestik. Şimdide çiviyle duvara asalım , dedi. İşte onu yapamadık!

27 Ağustos 2010 Cuma

MELEĞİM'E İLK MEKTUP

      2007 yılı sanırım 18 nisan günü bir bebeğim olacağını öğrendim. Hayatımda ilk defa birbirine tezat bir sürü duyguyu aynı anda ve yoğun bir biçimde hissediyordum. Beklenmedik bir anda beklenmedik hatta hiç akla gelmeyen bir haberdi bu çünkü. Gözlerimden yaşlar dökülüyordu ama sebebi belirsiz... Yüreğimde telaş , korku, buruk bi mutluluk , şaşkınlık... Aklımda 'şimdi ne yapacağım, ne olacak , annemi olacağım ?' soruları...

Dedim ya çok hazırlıksızdım çat kapı girdin hayatıma hayatımıza. şimdi ne olacak ne yapacağım derken minicik hatta daha oluşmamış yüreğinle bedeninle bana yol gösterdin bebeğim. Kalp atışalarını duyduğum an tabiri caizse şoktan çıktım. Artık hazırdım seni benimsemiştim o an hayatımın dönüm noktası oldu. iki kişiydim artık sorumluluklarım artmıştı. Herşeyime sen karar veriyordun. ne yiyeceğime, ne giyeceğime , hatta hangi müziği dinleyeceğime...

 20 günlük kontrolleri iple çeker olmuştum. seni görmek , minik kalbinin atışını dinlemek 'yalnızca anne olduğunda anlıyablleceğin' bir huzur veriyordu bana. içimdeydin ama daha çok beynimde.. bi dakika olsun çıkmıyordun aklımdan. uzun uzun konuşurdum seninle. sende cevap verircesine tekmelerdin. canım benim.. sana alışmıştım hatta sen öncesini hiç hatırlamıyordum seninle doğmuşcasına... ama tedirgindim. Seni hakettiğin gibi büyütüp yetiştirebilecek miydim, sınırsız zekanı eksiltmeden , saflığını bozmadan , büyütebilecek miydim? Yani bana emanet edilen bu mükemmelliği bozmadan eksiltmeden büyütüp, yetiştirebilecek miydim? Bu uğurda çok kitap okudum sayısız internet sitesi ziyaret ettim .Ama  gördüm ki insan anneliğe donanımlı olarak doğuyor zaten. Bir bebeğe sahip olduğunu öğrenincede düğmeye basılıyor. 

Zaman hızla geçiyordu ve ben artık sabırsızlanıyordum ultrasonda gördüğüm parçamı kucaklamak, dokunmak,koklamak , artık gözlerinin içine bakarak konuşmak istiyordum. Her gün senin için aldığımız giyeceklere bakıyor, kokluyordum. sanki doğmadan kokun sinmişti. Dört gözle seni bekliyordum. Biz dahil herşey hazırdı. Boş beşiğin dolsun istiyordum artık. 

6 Aralık 2007 saat 2. artık dünyaya gelmek istediğinin sinyallerin verdin. Heyecan ve mutlulukla gölgelenen korku vardı içimde . Doktoru arayıp hastaneye gittik. saat 09.10 da dünyamıza geldin. seni kucakladığımda 'Allah'ım hangi iyiliğime karşı verdin bu hediyeyi, ne yaptımda bu büyük mükafatı hak ettim' diye düşündüm. o anki duyguları anlatmakla sınırlandırmış olurum. Artık üç kişiydik demiyorum çünkü senin olacağını öğrendiğim gün üç kişi olmuştuk zaten.  O kadar miniktin ki dokunmya bakmaya kıyamıyordum. Sonrası uykusuz geceler:) sabaha kadar ağlardın seni kucağımda gezdirirdim sabahsa erkenden işe gitmem gerekirdi. Ama hiç yorulmazdım beni hiç uyutmazdın ama sabah verdiğin bi gülücük beni dinlendirirdi. Gaz problemin diş çıkarma sıkıntıların ailemizin problemleri olmuştu. Emeklemeni, Yürümeni ilk anne, baba demeni, konuşmanı dört gözle bekledik, ve büyük bir keyif, gurur ve tarifsiz mutlulukla izledik.

Şmdi 2 yaş 8 aylıksın. Bu süre içinde satırlara sığdıramıyacağım güzellikler yaşadık. Bize insanlığı, saflığı , güzelliği , merhameti, sınrsız sevgiyi yaşattın ve öğrettin bebeğim. Sana ne çok şey borçluyum. Sen benim hayatımın en önemli parçasısın. Yaşantımın direksiyonusun. Nefes alma sebebim, yaşam bağlarımsın. Geçmişim ,bugünüm , yarınımsın. umudumsun... eserimsin ... 

Hayat sana  hakettiğini versin hep bebeğim. Kötülükler sana uzak, güzellikler hep yakınında olsun. Güzel yüzünü hayat hep güldürsün. En büyük derdin' acaba hangisine sevinsem' olsun. Hep böyle temiz ruhlu, masum , duru kal. Seni çok seviyorum bitanem. Ve seninle uzun güzel bir ömrü paylaşmayı çok istiyorum. Hayatındaki güzelliklere şahit olmayı umuyorum. ömrün güzel, uzun ve huzur dolu olsun meleğim. Keşkelerin olmasın hep iyikilerin olsun. Bütün güzellikler seninle olsun diyor ve masum yanaklarından kocaman kaocaman öpüyorum.